Op.Dr.Barış ÇOBAN - Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı

Bloğuma hoşgeldiniz...
Bloğumda siz değerli hastalarımla, hem iletişim kurmak, hem de size daha sağlıklı bir hizmet vermek istiyorum. Bu nedenle de Kadın hastalıkları ve gebe sağlığı ile ilgili merak ettiklerinizden oluşan kategorilerim ve etiketler bölümlerinde makaleler yayımlayacağım.

Ayrıca "op.dr.bariscoban@gmail.com" adresine ve "Etiket konularının alt bölümlerine" yorumlarınızı ve sorularınızı yazabilirsiniz. "İzleyiciler" bölümüne kayıt olarak yeni bildirimlerden daha çabuk haberdar olabilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça anlam kazanacağına inanırım çünkü... Bloğumun beklentilerinizi karşılaması dileklerimle...

11 Haziran 2011 Cumartesi

HAFTA HAFTA GEBELİK - 1.TRİMESTER

HAFTA HAFTA GEBELİK


1.TRİMESTER

1.HAFTA:

   GEBE KALMAYA KARAR VERDİNİZ...

Bugün belki de son adet kanamanızı görmeye başladınız.  Eğer planlarınız gerçek olur da gebe kalırsanız uzunca bir süre adet kanamanız olmayacak. Çoğu insan için şaşırtıcı olmakla birlikte gebeliğin başlangıcı olarak, gebe kalınan ilişkinin olduğu gün değil, bundan yaklaşık 14 gün öncesi yani son adet kanamasının ilk günü (SAT) kabul edilir.  Bu durumda kanamanızın başladığı bugün istatistiksel anlamda gebeliğiniz başlamıştır.  Bu şekilde hesaplandığında insanlarda gebelik 280 gün yani 40 hafta sürer.  Ay hesabı yapmak karışıklığa neden olabileceğinden siz de gebeliğinizi takip ederken hafta olarak ifade etmeyi öğrenmeli ve ay hesabını bırakmalısınız.
28 günde bir adet gören kadın için yumurtlama zamanı kanamanın başlangıcından itibaren 14. gün civarındadır.  Bu günler zararlı alışkanlıklardan vazgeçmek için en uygun dönemdir.  Örneğin sigara içmeye son verilmeli, alkol ve ilaç alımı kısıtlanmalıdır, uygun ve sağlıklı beslenme alışkanlığı elde edilmeye çalışılmalıdır.  Bu alışkanlıklar rahat bir gebelik süreci için de önemlidir. 
         Bol miktarda taze meyve ve sebze tüketmek, yapay maddeler içeren besinlerden uzak durmak ve olabildiğince fazla su içmek faydalıdır.  Daha önceden başlanmadı ise bu zaman içinde folik asit alımına başlanabilir.  Folik asit sayesinde nöral tüp defekterinin yaklaşık %50'lik bir kısmı önlenebilmektedir.  Eğer mümkünse egzersiz yapmak yine oldukça yarar sağlar.  Bu gebelik öncesi dönemde pozitif düşünmek ve mümkün olduğunca dinlenerek stresten uzak durmak dünyaya getirmeye çalıştığınız bebeğiniz için oldukça iyi bir başlangıç olacaktır.


 

2.HAFTA:
Anne adayının yumurtalıklarında yumurta hücresi gelişimi devam etmektedir.  Bu esnada endometrium adı verilen rahim zarı da kalınlaşmaya başlamıştır.  Bu kalınlaşmanın amacı döllenme meydana geldikten sonra oluşacak embriyonun rahim içinde rahatlıkla tutunmasını sağlamaktır.  Yeni gelişecek olan canlının ihtiyaçlarını karşılamak üzere vücudun bu kısmında kanlanma artar.  Bu haftanın sonunda gelişen yumurta çatlayarak yumurtalıktan atılır.  Yani yumurtlama meydana gelir.  Bir adet döneminde kadında sadece 1 yumurta üretilir ve çatlar.
Çift yumurta ikizlerinde ve üçüzlerinde farklı olarak tek bir yumurta değil birden fazla yumurta atılır.  Bu yumurtaların hepsi döllenir ise çoğul gebelik olur.

3.HAFTA:
Hayatın başladığı andasınız
Yumurtalıklardan atılan yumurta hücresi ile erkekten gelen sperm fallop tüplerinde karşılaşır.  Pek çok sperm, yumurta etrafında kümelenmesine rağmen bunlardan sadece 1 tanesi yumurtanın zarını geçerek içine girer ve kendi genetik materyali ile yumurtanın genetik materyali birleşir.  Bu döllenmedir.  Döllenme ile birlikte adına yaşam denilen mucize başlar.  Fertilizasyon yani döllenme tek bir spermin yumurta hücresinin içine girmesi ile başlar ve zigot adı verilen oluşumun ortaya çıkması ile sonlanır.  Fertilizasyon süreci yaklaşık 24 saat kadardır.  Bir sperm yaklaşık 48 saat canlı kalabilir.  İlişki esnasında vajina içine yaklaşık 300 milyon sperm bırakılır.  Spermlerin sadece %1'i yani 3 milyon kadarı rahim içine girebilir.  Rahim içine giren spermler kadının üreme organları içinde ilerleyerek tüplere kadar ulaşırlar.  10 saat süren bu seyahat sonunda yumurta hücresine kadar gelen spermleri başka bir görev beklemektedir.  Yumurta hücresinin kabuğunu kırarak içine girmek.  Yumurta hücresi zona pellucida adı verilen bir zar ile çevrilirdir.  Spermlerden sadece 1 tanesi bu zarı delerek yumurtanın içine girebilir.  Penetrasyon adı verilen bu işlem 20 dakika kadar sürer ve bir sperm penetre olduktan sonra zona pellucida tamamen kapanarak başka bir spermin girişine izin vermez.  Sperm ve yumurta hücrelerinin çekirdeklerinin birleşmesi ile zigot ortaya çıkar ve döllenme sona erer.
Zona pellucida'nın içindeki tek hücreli zigot döllenmeden 1.5 - 3 gün sonra bölünmeye başlar.  Bu ilk bölünmeye klivaj adı verilir.  Ortaya çıkan hücrelere ise blastomerdir.  Klivajı takiben hızlı bir bölünme süreci başlar.  Yaklaşık her 20 saatte bir hücre sayısı ikiye katlanır ve her bölünme ile birlikte zona pellucida içinde bulunan blastomerlerin çapı küçülür.  Hücre sayısı 16'ya ulaştığında artık zigot morula adını alır.  Tüm bu olaylar gerçekleşirken zigot tüp içinde rahim boşluğuna doğru olan seyahatini devam ettirmektedir.  4. güne gelindiğinde morula uterus içine ulaşmıştır.  Bu aşamada hücre bölünmesi hızla devam etmektedir ve morulanın merkezinde bir boşluk oluşmaya başlar.  Bu aşamadaki oluşuma blastokist adı verilir.  Zona pellucida boyutları sabit olmakla birlikte içindeki hücreler düzleşir ve yoğunlaşır.  Blastokist aşamasında artık hücre faklılaşması da başlamaktadır.  Hücrelerin bir kısmı embriyoyu oluşturacak olan embriyobalastlar iken geri kalan hücreler plasentayı yapmak üzere trofoblast olarak farklılaşır.
Döllenmeden 5-6 gün sonra implantasyon yani rahim içine yerleşme başlar.  Blastokist zona pellucida'yı yırtarak çıkar.  Buna Hatching adı verilir.  Bu esnada trafoblastlar bir enzim salgılayarak rahim içindeki hücre yapısını değiştirir ve blastokist için bir implantasyon alanı sağlar.  Aynı anda trofoblastlardan hCG hormonu da salgılanmaya başlar.  Bu hormon gebelik testlerinin pozitif olmasını sağlayan hormondur.  İmplantasyonu takiben endometriumun (rahim iç zarı) o bölümünde kanlanma artar ve gebeliğin devamı için gerekli olan kan dolaşımı başlar.
Döllenme anında bebeğin cinsiyeti bellidir.  Eğer dölleyen sperm X kromozomu taşıyor ise bebek kız, Y kromozomu taşıyor ise erkek olacaktır. Dolayısı ile bebeğin cinsiyetini belirleyen erkek, yani babasıdır.  Kadının bebek cinsiyetinde en ufak bir rolü yoktur.  Bu devrede cinsiyeti saptamak ancak genetik inceleme ile mümkündür.  Bu aşamada belli olan sadece cinsiyet değildir.  38 hafta sonra dünyaya merhaba diyecek olan bireyin göz renginden kan grubuna kadar bütün genetik yapısı bellidir ve değiştirilemez.
Annedeki değişiklikler
Bu aşamada anne adayında herhangi bir fiziksel ya da ruhsal değişiklik yoktur.  Yalnız implantasyon esnasında hafif bir lekelenme şeklinde kanama olabilir.


4. HAFTA:

 
Anne olacağım
Evet.  Bu haftanın sonunda tüm dünyaya anne olacağınızı ilan edebilirsiniz.  Normalde adet görmeniz gerekirken adetiniz gecikti.  Zaman zaman bu tür gecikmeler olabileceğini biliyorsunuz ama yine de heyecanlısınız.  O halde neden daha fazla merakta kalacaksınız.  Hemen eczaneden bir gebelik testi alıp evde yapın.  Sonuç negatif çıkarsa hemen ümitsizliğe kapılmayın çünkü zaman zaman gebelik testleri negatif olabilir.  Bu durumda yapılması gereken en akıllıca iş hemen doktorunuzdan randevu almaktır.  Henüz bir doktorunuz yoksa hemen arkadaşlarınıza sormaya başlayın. 
Günümüzde bilinçli bir kadının düzenli görüştüğü ve aklına takılanları sorabildiği bir jinekologunun olmaması çok yazık.  Doktorunuz sizi muayene edecektir.  Bu dönemde yapılan ultrasonografide gebelik kesesini görmek genelde mümkün değildir.  Ancak kanda yapılan gebelik testi %100'e yakın doğrulukla gebeliğin olup olmadığını tespit edebilir.  Eğer gebelik varsa doktorunuz size önerilerde bulunacaktır.
Gebelik yoksa ya da adet görürseniz fazla üzülmemeye çalışın.  İlk denemede gebe kalma oranının sadece %25 olduğunu aklınızdan çıkarmayın. Denemeye devam edin.  Eğer adet gecikmesine rağmen gebe değilseniz doktorunuz size adet gördürecek bir tedavi verecektir.
Gebe bir kadında bazı fizyolojik ve ruhsal değişiklikler olur.  Bu aşamadaki belirtiler adet öncesi belirtilerle hemen hemen aynıdır.  Halsizlik, yorgunluk ve göğüslerde hassasiyet bulunur.
Bu arada içerilerde neler olduğuna bir göz atalım.  Döllenmeden yaklaşık 1 hafta sonra impalantasyon gerçekleşmiştir ve trofoblast adı verilen hücreler endometrium hücrelerini hasarlayarak minik kan göllenmelerine neden olmaktadırlar.  Bu göllenmeler yeni damar oluşumunu tetikler ve oluşacak olan plasentanın dolaşımı başlar.  embriyoblast adı verilen hücre grubu ise hızla çoğalarak 2 tabakalı bir disk oluşturur.  Bu tabakalardan üstte olanı amniyon zarı ve embriyo olarak gelişimine devam ederken alt tabaka ise yolk sac adı verilen oluşumu meydana getirir.
4. haftanın sonunda koriyonik villus adı verilen doku rahmin içine doğru ilerler ve embriyoda kan damarları teşekkül etmeye başlar.  Yolk sac ise kan sistemini meydana getiren hücreleri üretmeye başlamıştır.  Bu haftanın sonunda embriyo ile plasenta arasında connecting stalk adı verilen bir oluşum bulunur ve bu daha sonra göbek kordonunu meydana getirir.
Yine embriyonik disk üzerinde ince bir hücre tabakasının ortaya çıkması gastrulasyon adı verilen devreye gelindiğini belirler.  Bu işlemin sonunda embriyonun 3 katmanı; ektoderm, endoderm ve mesoderm oluşur.
5. HAFTA:


Şu gebeliğe bir göz atalım
Salgılanan hormonların etkisi ile erken gebelik belirtilerini hissedeceksiniz.  Memelerde dolgunluk ve hassasiyet bu haftada en sık karşılaşılan yakınmadır.  Sürekli uyku hali ve halsizlik genelde görülen bulgulardandır.  Uterusunuzdaki büyüme mesanenizin kapasitesini azaldığı için sık sık tuvalete gitme ihtiyacı duyabilirsiniz.  Eğer hala daha doktorunuza gitmediyseniz bir an önce gidin çünkü içinizdeki canlı ile tanışma zamanı geldi.  Doktorunuz vajinal ultrasonografi ile gebelik kesesini uterus içinde size gösterecektir.  Eğer ultrasonda kese görülemez ise bu bir dış gebelik olabilir.  Dış gebelik hayati tehlike yaratabilen ciddi bir durumdur, bu nedenle ilk kontrolünüzü geciktirmemeniz kendi menfaatiniz icabıdır
Döllenmeden sonraki 16. günde gelişim iyice hızlanır.  Endoderm tabakasından akciğerleri çevreleyen zarlar, dil, bademcikler, ürethra, mesane ve sindirim sistemi gelişirken, mesodermden kaslar, kemikler, lenf sistemi, dalak, kan hücreleri, kalp, akciğerler ile üreme ve boşaltım sistemleri farklılaşır.  Cilt, tırnaklar, saç, gözün lens tabakası, işitme sistemi, burun, sinüsler, ağız, anus, diş mineleri, hipofiz bezi, meme dokusu ve sinir sitemi ise ektoderm tabakasından farklılaşır.  Döllenmeden 17-19 gün sonra embriyonik alan bir armut'a benzer.  Kafa kısmı kuyruk kısmına oranla daha geniştir.  Ektoderm tabakası nöral plakayı oluşturmak üzere kalınlaşır.  Bu plakanın kenarları kıvrılır ve nöral oluk adını alır.  Bu embriyonun sinir sisteminin taslağıdır ve ilk gelişen organ sistemlerinden birisidir.
Bu haftanın sonunda bebeğin kan hücreleri oluşmuştur ve epitel hücreler arasında kanallar oluşturmaya başlamıştır.  21. güne ulaşıldığında mesodermden köken alan somitler nöral oluğun her iki yanında ve kuyruk kısmından başlayarak belirmeye başlar.  Endokardial hücreler ise erken embriyodaki ilkel kalp tüplerini meydana getirmiştir.
6. HAFTA:

Dikkat çalışma var!
Belki de hala daha gebe olduğunuzu size fark ettirecek şikayetleriniz yok.  Gebelik öncesi yaşantınız ile hiçbir fark göremiyorsunuz.  Bilmelisiniz ki içinizde bir fabrika var ve hayal bile edemeyeceğiniz kadar hızlı çalışıyor.  Embriyonun tek tek her hücresi sürekli faaliyet halinde.  Bu faaliyetin sonucu olarak bazı şikayetlerde yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlıyor.  Pek çok kadın gibi sizde özelikle sabahları uyandığınızda midenizin bulandığını fark edebilir hatta kusabilirsiniz.  Eskiden sizi cezbeden yemek kokuları artık size tiksinti veriyor ya da eşinizin o çok sevdiğiniz parfümünün birden bire aslında hiç de güzel olmadığını fark ettiniz.  İş arkadaşınızın sigarası hiç sizi bu kadar rahatsız etmemişti.  Aslında tüm bu kokular yine eskisi gibi.  Değişen sizsiniz.  Gebelik hormonlarının beyninizdeki bulantı merkezini uyarması neticesinde olan bu durum emesis gravidarum olarak adlandırılır.  Eğer bulantı ve kusmalar sizin yaşantınızı ve beslenmenizi etkileyecek kadar şiddetli olur ise hiperemesis gravidarum tablosu gelişti demektir.  Bu durumda ilaç kullanmanız gerekebilir.
Bu dönem bebeğin organ gelişimi için kritik olduğundan alkol, sigara gibi bebeğe zararlı olabilecek maddelerden uzak durulmalıdır.  Pek çok anne adayı bu dönemde gebe olduğunu sevdikleri ve dostları ile paylaşmak ister ve aileye yeni bir bireyin katılacağı müjdesi bu haftada verilir.  Bazı anne adayları ise mutlu haberi paylaşmak için düşük riski olan dönemin geçmesini ve gebeliğin normal seyrettiğinden emin olmayı beklerler.  Her iki davranış şekli de normaldir.
Döllenmeden sonra 21-23 günlerde embriyonun boyu 1,5 - 3 mm kadar olmuştur.  Bu dönemde çok hızlı bir büyüme ve değişim söz konusudur. Somitlerin sayısı 4 - 12 çift kadardır.  Göz ve kulak taslakları meydana gelmiştir.  Nöral tüp yavaş yavaş kapanmaya başlar.  Nöral taç adı verilen kısım ise kafatası ve kafayı oluşturmaya başlar.  Oluşan 2 endokardial tüp birleşir ve S şeklinde tek bir tüp meydana getiriler.  Bu asimetrik oluşum ilkel kalptir ve bu dönemde kasılmaya başlar.  Yani embriyonun kalbi atmaya başlamıştır.  Ancak damarlar tam anlamı ile gelişmediğinden tam bir dolaşım olmaz.
embriyo connecting stalk ile gelişen plasentaya bağlıdır.  En gelişmiş sistem merkezi sinir sistemidir ve ön beyin tamamen kapanmıştır.  27. Günün sonunda embriyo C şeklini almıştır.  Yüz ve boyunu oluşturacak olan kıvrımlar belirgindir.  Kalpte karıncık ve kulakçıkları ayıracak olan septalar belirir.  Kapakçıklar gelişmeye başlar.  Sindirim sitemini oluşturacak olan hücreler karaciğer, mide ve pankreas üretmek üzere farklılaşmaya başlar. Sindirim siteminde ilk farklılaşan hücre grubu karaciğer yapacak olan hücrelerdir.  embriyo boyu 5 mm kadar olmuştur.

7. HAFTA:

Tomurcuklar açıyor
Siz hala dışarıdan bir şey fark etmeseniz de embriyonuzda hummalı faaliyet devam etmektedir.  Bu haftanın sonunda bebeğinizin boyu bir fasulye tanesi kadar olacaktır.  Eğer rahmin içine direk olarak bakma ya da bir kamera yerleştirme şansınız olsa idi göreceğiniz tıpkı bir fasulye tanesi gibi bir cisim olacaktı.  Bu fasulyenin tepe kısmına dikkat ettiğinizde iki küçük siyah noktacığı fark edebilecektiniz.  İşte bu iki küçük nokta bebeğinizin gözleri olacaktır, hatta gözün ağ tabakası olan retina oluşmaya başlar.  Biraz daha kenarda yer alan topluiğne başından küçük çukurluklar da kulaklar olarak gelişecektir.  Bu organlar hem denge hem de işitmede görev alır.  İlkel bir ağız ve dil fark edilebilir. Yine bu haftada kol ve bacak tomurcukları oluşmaya başlar.  İnce bir tabaka halinde deri belirir.  30-40 somite ulaşılır.  Beyin 3 ana kısmına ayrılır.  Tiroid bezi gelişimini sürdürür, lenfatik sistem ilk defa oluşmaya başlar.  Kalp kısımları plasma ve kan hücreleri ile dolar.  Kan dolaşımı başlamıştır.  Şimdilik iki bölümden oluşan kalp dakikada 150 defa atmaktadır.  Doppler ultrason ile bebeğinizin kalp atımını doktorunuz size dinletebilir.  Akciğer gelişimi devam etmektedir.  Safra kesesi, mide, bağırsaklar ve pankreas gelişimini sürdürür.  Plasentadan gelen kan karaciğere ulaşır.  Amniyon connecting stalk'ı çevreler ve içine alır.  Connecting stalk daha sonra erişkinde umbilikal vesicle adı verilen bir oluşum olarak kalır.  Kol tomurcukları artık oldukça belirgindir buna karşılık bacak tomurcukları yeni oluşmaya başlar.  embriyo artık tamamen amniyon kesesi içinde yerleşmiştir.  Somitler kas ve kemikleri oluşturmak üzere farklılaşmaya başlar.
Dışarıdan gebe olduğunuzu fark ettirecek hiçbir değişim yoktur.  Bu dönemde 1-2 kilo alınabilir ya da verilebilir.  Her iki durum da normaldir.  Gebeliğin erken belirtileri yavaş yavaş azalmaya başlar, buna karşın bulantı ve kusmalar artabilir.  Bu şikayetler özellikle sabah erken saatlerde daha fazla olur.

8. HAFTA:

Terminolojik açıdan bebeğiniz hala daha embriyo olarak adlandırılmaktadır.  Bunun nedeni alt kısmında kuyruğa benzer bir çıkıntının olmasıdır. Gelişmekte olan bebeğinizde küçülen tek bölüm bu çıkıntıdır.  Diğer bölümler ise süratle büyümeye devam etmektedir.  Özellikle beyin ve kafa hızla büyümeye devam eder.   Göz(1) kapakları kıvrım şeklinde ayırt edilebilir.  Alt çene(2) belirginleşmeye başlar.  Omurilik gelişimini sürdürür.  Üst damak farklılaşır.  Burnun ucu oluşur.  Dişetlerinin altında dişler gelişimini başlatır.  Yemek borusu farklılaşır ve nefes borusundan ayrılır.  Kalp içinde kapakçıklar fark edilmeye başlar.  Kalbin 4 odacığı ayırt edilebilir.  Akciğerler yemek borusunun iki yanında yer alırlar.  Böbrek oluşmaya başlar.  Kollar silindirik şekilde uzamaya başlarken uçlarında el ayaları belirmeye başlar.  Kollarda sinir iletimi başlar.  Yine kollar kıvrımlaşır.  Bu kıvrım gelecekteki dirsektir.   Ayaklar(3)    Placenta(4)

Hala daha kendinizi gebe gibi hissetmiyor musunuz?  Önemli değil.  Önünüzde daha çok zaman ve yaşanacak şey var.  Örneğin gebelik öncesinde kapalı bir yumruk kadar olan rahminiz artık neredeyse portakal kadar oldu bile.  Rahimdeki bu büyümeler sizde zaman zaman hissedeceğiniz karın kramplarına neden olabilir.  Bu arada kendinizi ergenlik döneminde gibi hissedebilirsiniz.  Çünkü hormonsal değişimlere bağlı olarak cilt değişiklikleri baş göstermeye başlayacaktır.  Yağlı bir cilt ve sivilceleşme bunun en tipik göstergeleridir.  Psikolojik durumunuz yavaş yavaş düzelmeye başlar ve gebelik kabullenilir.  Artık gebeliğe alışmaya başlıyorsunuz.


9. HAFTA:

Çişim geldi!
embriyonik kuyruk iyice kaybolmuştur. Kıkırdak ve kemik dokuları oluşmaya başlamıştır. Bağırsaklar göbek kordonu içinden karın boşluğuna doğru göç etmeye başlarlar.  Beyin hala daha en büyük organdır.  Yutak belli olmaya başlar.  Ağız boşluğu oluşumu görülebilir.  Kulak kepçesi farklılaşır.  Gözde retina iyice belli olabilir.  Göz kapakları fark edilebilir.  Burun delikleri belirir.  Koku almaya yarayan sinir oluşur.  Yemek borusu uzar ve kalpten çıkan kan iki ayrı yönde pompalanmaya başlar.  Meme uçları belirgindir.  İnce bağırsaklar uzar, böbrek oluşumu tamamlanır ve ilk kez idrar üretmeye başlar.  İlkel cinsiyet hücreleri oluşmaya başlar. Dış genital organların farklılaşması başlamıştır.  Ancak hala daha kız yada erkek olduğu belli değildir.  El ve dirsek belirginleşir.  Bacaklarda sinir iletimi başlar.  Bebek içinde yüzdüğü suyun içinde hafif hafif hareket etmeye başlar.
Sizde ise ikinci adet dönemi de gecikmiştir.  Belirgin bir kilo artışı olmasa da memeler büyürler ve dolgunluk ve hassasiyet olur.  Bu dönemde destekleyici sutyen giymeye başlamak gerekebilir. Mide içeriğinin yemek borusuna kaçması sonucu yanma hissi olabilir.  Bu dönemde günlük kalori gereksiniminiz yaklaşık 300 kalori artmıştır.

 

10. HAFTA:

Hareket zamanı
Fertilizasyondan 47-48 gün sonra ilk kez beyin dalgaları üretilmeye başlar.Kafa dik durumdadır ve iç kulakta denge sağlayan kısımlar gelişir. Dudakların gelişimi tamamlanır.  Gözler kapalıdır.  Gonadlar gelişir ve testis ya da over olarak farklılaşır.  Kalp gelişimini büyük ölçüde tamamlar. Gövdenin dışında gelişmiş olan bağırsaklar karın boşluğu içine doğru iyice hareket ederler.  Diz ve ayak belirginleşir.  Ayak parmakları ve tırnakları belli olur.  Kaslar güç kazanmaya başlar.  Kız bebeklerde klitoris erkek bebeklerde ise penis gelişir.  Hemen hemen bütün eklemler ve kasların oluşumu tamamlandığı için bebek artık su kesesi içinde hareket etmeye başlar, ancak bu hareketler sizin hissetmeniz için yeterli değildir.  Bu haftanın sonunda bebeğinizin organogenez adı verilen organ gelişimi dönemi tamamlanmıştır.  Gebeliğin geri kalan kısmında bu organların olgunlaşması olacaktır.
Bu dönemlerde anne adayının duygu durumunda dalgalanmalar çok sık görülür.  Kendinizi zaman zaman melankolik zaman zaman da çok mutlu hissedebilirsiniz.  Bu çok normal bir durumdur. hem gelişen bebeğinizin dişleri hem de kendi diş etlerinizin sağlığı için yeteri kadar flor aldığınızdan emin olmalısınız.  Kan hacminiz arttığı için cildinize yakın toplardamarlarda koyulaşmalar fark edebilirsiniz.  Bu durum özellikle bacaklar ve memelerde belirgindir.  Kilonuz da artık artmaya başladı.Bulantı ve kusmalarınızın azalmaya başlaması bu dönemlerde beklenebilir


11. HAFTA:

Bana Fetus de!
Bu haftadan başlayarak artık içinizdeki bebeğiniz embriyo olarak adlandırılmaz.  O artık kocaman bir FETUS ve boyu yaklaşık 3 santimetre.  Gebeliğin en kritik dönemi artık sona erdi.  Bu haftada beyin hızla büyümesini sürdürmektedir ve fetusun boyunun yarısını kafa oluşturmaktadır. Fetusun gözleri kapalıdır ve bu göz kapaklarının altında iris tabakası olgunlaşmasına devem etmektedir.  Böbreklerde idrar üretimi başladığından içinde yüzdüğü amniyon sıvısının da miktarı artmaya başlar ve bu haftada yaklaşık 50 ml olur.
Sizde ise rahim bir greyfurt büyüklüğüne ulaşmıştır ancak hala daha pelvis içinde yer alır.  Bulantılar azaldığından iştahta bir artış görülür.  Bu dönemde prenatal testlerden bazıları yapılabilir.  Doktorunuz bu konuda size yol gösterecektir.  Son günlerde giderek popülarite kazanan ilk trimester tarama testleri üçlü test kadar gerçekçi sonuçlar vermektedir.





12. HAFTA:13.HAFTA:14. HAFTA:
Anne ben güzel miyim?
Diş etlerinde 20 dişinde yerleri belli olmuştur.  Yüz insan görünümündedir, ağız içinde ise üst damak birleşmeye başlamıştır.  Yüz derisi içinde kıl kökleri belirmeye başlar.  Fetusun gırtlağında ses telleri oluşumunu tamamlar ve teorik olarak fetus ses çıkartabilir.
Karın boşluğunda ise bağırsaklar karın içine girmiştir ve hareketleri başlamıştır.  Karaciğer safra salgılamaya başlar ve salgılanan safra safra kesesinde depolanır.  Tiroid, ve pankreas gelişimini tamamlar.  Pankreastan insülin salgılanır.  Her iki cinste de dış genital organlar gelişimini tamamlamamıştır ancak kızlarda büyük ve küçük dudaklar, erkeklerde ise penis ve torbalar dikkatli gözlem ile ayırt edilebilir.  Ellerde (1)  ve ayaklarda tırnaklar uzamaya başlar.  Sinir sitemi biraz daha olgunlaşır ve fetusda refleksler gelişir.  Bu dönemde cilt oldukça hassastır.   Kemiklerden bazıları sertleşmeye başlamıştır.  (2) Baş
12. haftaya gelindiğinde uterus yukarı doğru büyümeye devam eder ve pelvis dışına çıkarak karın boşluğuna girer.  Artık mesane üzerine çok fazla baskı yapmadığından sık idrar yapma isteği bir miktar azalır.  Bu durum son 3 aya kadar bu şekilde devam eder. Bu haftalarda baş ağrısı ve baş dönmesi şikayetlerine sık olarak rastlanır.  Düşük tehlikesi çok büyük ölçüde azalmıştır.  Doktorunuzun size bunu belirtmesi ile her anne adayında olduğu gibi siz de psikolojik açıdan rahatladığınızı fark edeceksiniz.  Diş etleri gebelikten olumsuz yönde etkilendiği için diş hekiminizden randevu almanızda ve muayene olmanızda büyük fayda olduğunu unutmayın.  Bu haftalar diş kontrolü için oldukça uygun dönemdir.


Dinlenme zamanı
Fetus artık giderek daha fazla insana benzemektedir. Gözler kafanın (3) yan taraflarından ortaya doğru kaymaya başlar.  Kulaklar normal pozisyonuna doğru hareketlenir.  Dışarıdan bakıldığında bebeğin cinsiyeti kolaylıkla saptanabilir.  Ancak ultrasonografide cinsiyet tespiti için henüz erkendir.  Çok nadiren ve kaliteli cihazlarla bu haftada da cinsiyet saptamak mümkün olmaktadır.  Bebeğin boyu biraz daha uzar.  Bu hafta ilk trimesterin son haftasıdır. Ayak kemikleri (1) Omurga (2)  
Gebeliğin erken bulguları ve yarattığı şikayetler hemen hemen hiç kalmamıştır.  Bu dönemde çok fazla yorulmamak ve mümkün olduğunca dinlenmek gerekir.  Rahim büyüdükçe gerilir ve etrafını çevreleyen ve kendisini yerinde tutan zarları da gerer.  Bu hafif bir kasık ağrısı şeklinde algılanabilir. Round ligaman ağrısı olarak adlandırılan bu durum gelip geçicidir ve önemli değildir.  Her şeyi etkileyen hormonlar ciltte de değişikliklere neden olurlar.  Özellikle yüz ve boyunda lekelenmeler olabilir.  Buna gebelik maskesi ya da chloasma adı verilir.  Geçici bir durumdur ve doğumdan sonra düzelir.  Artık karnınız büyümeye başlamıştır.  Eskiden olan kıyafetler dar gelmeye başlayabilir.  Gebe kıyafetleri satın almanın vakti gelmiştir.



Gebeliğin en rahat dönemi olan ikinci terimester'a hoş geldiniz.  Artık bebeğiniz tamamen bir insan görünümünde.  Kaslardaki güç gelişimine bağlı olarak kafası öne eğik değil.  Zaman zaman kafasını dik tutabiliyor.  Doktorunuz ultrason ile incelerken size bebeğinizin el salladığını gösterecektir. Evet bebeğiniz artık ellerini kullanabiliyor.  Gerçi bu tamamen refleks bir hareket ama olsun.  Size ilk defa merhaba demesi hoş bir duygu değil mi? Bu arada bebeğiniz artık diğerlerinden tamamen farklı.  Çünkü artık ona hiç değişmeden ömrünün sonuna kadar eşlik edecek olan parmak izi var!  Şu anda kendileri yaklaşık 25 gram ağırlığında ve 10 santimetre boyunda.  Artık tüm besin ve oksijenini plasentası yardımıyla sizden alıyor. Plasentasyonun tamamlanması ile sizdeki uyku ve yorgunluk hali de ortadan kalkacak.
Dışarıdan bakanlar eğer yeterince dikkat ederlerse gebe olduğunuzu anlayabilirler.  Progesteron hormonunun etkisi ile bütün düz kaslarınızda gevşeme meydana gelmiştir.  Bu bel ağrıları, kabızlık ve tansiyonda hafif düşme olarak size yansır.  Bulantılar geçmiştir ama yine progesteronun gevşetici etkisi ile mide içeriği yemek borunuza kaçar ve yanma olabilir.  Bulantılar geçtiği için beslenmeniz düzelir, enerjiniz artar.  Pek çok kadın gebeliğin bu döneminde kaybettiği cinsel dürtülerine yeniden kavuşur.  Bu hoş bir durumdur.  Unutmayın herhangi bir komplikasyon yok ise gebelikte cinsel ilişki yasak değildir.

...............................................................................................................................................................

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder